GELİŞMELER

Çölde Liderlik Dersleri

Çölde Liderlik Dersleri

16 Ocak 2014

Liderlik yaşamın her hangi bir anında karşınıza farklı kimlik ya da konularla çıkabiliyor. Size bu sefer çölden, Dubai’den bir anı ve konuşma getireceğim. Bu konuşma anlattığım pek çok kişide hayranlık uyandırdı, şimdi sizlerle olacak.

Geçtiğimiz yaz Dubai’de başlayan bir projede koçluk yapmak üzere yolculuk hazırlıklarına başladığım günlerdi. Bir taraftan da müşterilerimle olan görüşmelerimi tamamlıyordum. O gün önümüzdeki hafta Dubai’ye gidiyorum bir sonraki hafta için ayarlayabiliriz görüşmemizi dedim. Müşterim süper, çölde safariyi kesin denemelisin dedi. Çok ilginç geldi ve teşekkür ederek Dubai’de yapılacaklar listesinin başına ekledim. Referans sağlam yerden gelmişti. Önce safari için otelden bilet satın aldım. Saat 3’de sizi almaya gelecek araç buraya ulaştığında ararız dediler ve ben de o saate yakın beklemeye geçtim. Telefon çaldı. Aşağı inerken aslında çölde safari hakkında hiçbir şey bilmediğimi ve kimseye de bir şey sormadığımı fark ettim. Tam bir teslimiyet durumundaydım. Otelin önünde büyükçe bir araç beklemekteydi. İçinde arka tarafta bir kadın oturmaktaydı. Şoföre önde oturan var mı, öne geçebilir miyim dedim ve evet cevabını aldığım için öne yerleştim. Arkada oturan hanım Şamanik iyileştirme konusunda çalışan bir Avustralyalı idi. Yolda bir otelden İsviçreli bir aileyi aldık. Karı koca ve 11/12 yaşlarında iki erkek çocuk. İlerlerken bir grupla buluşacağımızı, çöle girmeden önce bir yerde duracağımızı ve İsviçreli babanın sayesinde araçla ilgili bugün hatırlamadığım pek çok detayı öğrenmiş durumdaydım. Mola vereceğimiz yere geldik, bildiğiniz turistik dükkanlar.

Bu arada aylardan temmuz ve her taraf cayır cayır yanmakta… Üstelik ramazan. Ramazanda dışarda bir şey yiyip içmek yasak. Restoran ve cafeler kapalı. Mola verdiğimiz yerin dolabından turist kontenjanından suyumuzu satın aldık. Hemen başlarımıza yerel örtülerden sardılar. Şapka almayı bile düşünmemiştim… (Aslında bugün başımıza taktığımız o şeyin tam yerli değil renk olarak Suudi Arabistan tarafından gelenlerin kullandığı bir şey olduğunu biliyorum. )Çeşmelerden akan su kaynar tuvaletler sauna kıvamında, çölün sıcaklığını hayal bile edemeyerek arabaya bindim. Halen bir tarafım ne tür hayvanlar göreceğiz, bu nasıl olacak sorusu ile meşgul. Mola yerinde şoförümüzün tur lideri olduğunu fark etmiştim, adı Akbar. Arabaya bindik. Ona döndüm Akbar, bizi ne tür bir program bekliyor dedim. Ve çölde safarinin 30/50 araçtan oluşan konvoyun peş peşe hızlı araba kullanarak yaşadığı deneyim olduğunu öğrendim. Steve Jobs’un da dediği gibi noktalar geriye doğru birleşir. O an müşterimin muzip gülümsemesi, muhakkak dene, seveceksin dediği geldi aklıma. Evet, ne diyelim, pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.

Çöle vardığımızda araçlar arka arkaya dizildi. Akbar en önde tüm tura liderlik edecek. Sürüş başladı. Gerçekten de hayatımda araç ve hız kelimesi çok fazla yan yana gelmeyen, lunaparklardaki pek çok araca binemeyen ben için yaşadığımın çok heyecan verici bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Çölün değişen kıvrımlarında aracımız adeta kah yan yatıyor, kah amuda kalkıyor, kah başa aşağı yol alıyor ya da takla atmanın kenarından dönüyor. Tabi bunlar en önde oturmayı seçmiş olan benim duygu ve düşüncelerim. Çıkmasına engel olamadığım, bakamıyorum artık buna diyen çığlıklarımla heyecan dorukta. Akbar’a bakıyorum, sallantıda uçuş personelinin yüzünü takip eden yolcular misaliyim. Son derece odaklanmış ve bir o kadar rahat görünüyor. Kontrollü ve çok güçlü. Hissim bu. Onu öyle görmek her ne kadar şartlardan korksam da bana güven veriyor.

Ve merakla inceliyorum. Onun bir hatası arkadaki 30 aracın kaza geçirmesi demek olabilir. Birbirimize çok yakın seyrediyoruz. Nasıl bir takım uyumudur ve birleşik odaklanmadır. Bir tarafım bunları fark ediyor. Akbar benim için yolculuğun sonunda kesinlikle konuşmam gereken biri artık. Bir sürü sorum var sorulacak. Yaklaşık 45 dakikalık bir sürüşün ilk yarısını nefis bir çö manzarasını seyredeceğimiz 10 dakikalık mola ile tamamlıyoruz. Şimdi nefeslenme, bazıları içinse bozulan mideleri, heyecanları yatıştırma zamanı.

Çölde olmak gerçekten çok değişik bir duygu. Ayakkabılarımı çıkarıp, gerçekten çok sıcak olan o kuma basarak biraz dolaşıp oturuyor, yaşadığım deneyimin tadına varıyorum. Arkada araçlar kaput kapakları açık, onlar da dinleniyorlar. Akbar dedim, akşam yemeğini yiyeceğimiz yere ulaşınca bana biraz zaman ayırır mısın? Sana sormak istediğim şeyler var. Tabi ki dedi. Çok fazla vaktim olmayacak, çünkü oruç tuttuğunu biliyorum. Onu yemeğinden alı koymak istemiyorum. Yemek yiyeceğimiz alana kadar ikinci tur da birincisi kadar adrenalini yüksek ve zevkli geçti. Kurduğumuz diyalog ile biraz daha rahatladım ve ikinci turda her şeyin tadını daha çok aldım diyebilirim. Nihayet konuşma zamanına ulaştığımızda sormaya başladım, işte sorularım ve sevgili Akbar’ın cevapları;

T: Tüm yol boyunca seni izledim, çölde safari şoförü olmak ne demek senin için merak ettim.

A: Çölde sürüş normalde araç kullanmaya benzemez, şartları çok farklı. Burada olmak için özel eğitim gerekiyor. Seviyorum, heyecan verici buluyorum. Adrenalini yüksek bir iş.

T: Peki kimler bu işe uygun, kimler yapabilir bunu? Çölde sürmek için ne tür özellikler gerekiyor?

A: Bir kere çölde araç kullanmak cesaret ister. Çölde araç kullanmaya “cüret etmek” gerekiyor. Yani diyeceksin ben çölde araç kullanacağım. Bunu önce kendine söyleyecek sonra da ilan edeceksin. İlan etmezsen kimse bilemez.
T : Peki sonra?

A: Sonra eğitim alacaksın. Sürüş kabiliyeti önemli. Çok saat çalışmak, pratik yapmak lazım. Onun kadar odaklanma yeteneğin de önemli. Çölde araç kullanırken her an karşına ne çıkıyorsa onunla baş etmen gerekli.

T. Nasıl yani?

A: Şöyle ki, çöldeki yapı her saat değişir. Bir rüzgar eser ve tüm tepeler, çukurlar yer değiştirir. Çöl değişkendir, kumu akışkandır. O yüzden çölü tanımak diye bir şey söz konusu değildir. Çöl ile buluşmalar an be an yaşanır. O an karşına bir tepe çıkar ve sen anda hangi hamleyi yapacağına karar verirsin.

T. Düşündüm bugünün iş dünyasının ihtiyaçlarına ne kadar paralel söylediklerin. Öncelikle şartlara ve kendi kaynaklarına liderlik ediyorsun ve bulunduğun ortamı an be an değerlendirerek hareket ediyorsun yani.

A: Evet, çünkü eğer ben burada kafamda bir planla gelirsem, bu plan çöle uymayacaktır. Çünkü ben planı bir öncekine göre yaptım oysa şu an yeni bir an. Ben çöle planla geldiğimde, çöl beni kendi planı ile karşılar ve alaşağı eder.

T: Pek çok profesyonelin sıkıştığı bir alandan bahsediyoruz burada… Peki başka neler var, seni başarılı kılan?

A: Karşıma çıkan şeyle bir şekilde uyumlanmam lazım. Ben çöle rağmen değil çölle beraber akıyorum. Başarının bir kısmı da buradan geliyor.

T: (karşımdaki bilge adama heyecanla baktığımı itiraf etmeliyim) Beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri de arkamızda uzun bir konvoy olması, sen bir hata yapsan ne olur? Çok büyük bir sorumluluk değil mi?

A: (Gülerek cevap verdi) bu uzun değil normalde 50 araç oluyoruz. Evet, tabi ki eğer ben doğru bir şekilde odaklanmazsam, bu hataya sebep olur ve ben hata yaparsam arkadaki pek çok aracın da hata ve hatta kaza yapmasına sebep olurum. Bu yüzden onların sorumluluğunu da alarak kullanıyorum. Bazen katılımcılardan daha hızlı olmakla ilgili fazlaca baskı gelir. O zaman işte aracı ve şartları iyi değerlendirmek, arada dengeyi oluşturacak bir karar almak önemlidir. Yani duyarım ve gerekiyorsa etki altında kalmayıp, hedeflediğim şekilde giderim.

Bu işin önemli bir kısmı sezgi. Sezgi deneyimle ve yüksek odaklanmayla geliyor.

T: Evet, onun farkındayım. Çığlıklarımdan etkilenmedin. Yüz kasların hep çok sakindi.
A: ben o anda senin ya da araç içindeki diğer yolcuların gerçekten sağlıkla ilgili önemli bir ihtiyacı ( kusmak buna dahil değil) olup olmadığını takip edecek kadar sizle ancak daha çok çöldeyim düşünsel olarak.

T: Bu kadar araç bu kadar uyumlu nasıl hareket ediyor?

A: Lider kadar onu takip edenlerin de odaklanma yetenekleri çok önemli. Biz, yoldan önce bir araya gelir ve o gün için konuşuruz. Kendimize ait bir işaret dilimiz ve temas sıklığımız vardır. Yani grubun içinde farklı noktalarda görevli araçlar var. Herşey bir uyum içinde akar. Bu uyumu takım olarak hisseder ve uygularız. Biz de bu işten çok keyif alıyoruz, yoksa zaten yapamazdık.

T: Çok teşekkür ederim. Süperdi Bunu yazmak istiyorum, fotoğraf çekilebilir miyiz? Kullanabilir miyim.

A: Tabi ki, ben teşekkür ederim

İşte çölden liderlik dersleri;
Kısaca diyor ki, cesaret, cüret, deklarasyon, eğitim, uygulama, odaklanma, anda kalmak, kendinin, kaynaklarının, liderlik ettiği diğer kişilerin ne durumda olduğunun farkında olmak, sorumluluk almak, takımla yakın diyalog, özel iletişim dili oluşturmak, sevmek, zevk almak….

Yeni yılın ilk ayında, planlar, projeler, yeni başlangıçlar varken sizlere şunu sorarak bitirmek istiyorum. Sizin liderlik kaliteleriniz neler? 2014’de yaşamınızın ve işinizin liderliğinde nelere taahhüt ediyorsunuz?

Umuyorum huzuru, barışı, mutluluğu ve tamlığı yakaladığımız bir yıl olsun hep beraber.

 
 

© 2015 Derin Koçluk Danışmanlık ve İletilim Hizmetleri Ltd. Şti.